{ "title": "Röntgen Radyasyon", "image": "https://www.radyasyon.gen.tr/images/Rontgen-Radyasyon-42.png", "date": "21.01.2024 01:12:15", "author": "orhan alem", "article": [ { "article": "Röntgen radyasyon konu sağlıklı olmak olduğunda hastalıkların erkenden teşhis edilebilmesi amaçlı tıbbi görüntüleme yollarını kullananlar bir yabancı riskin farkında değiller. Rastgele röntgen çekilmesi lüzumsuz yere radyasyon ışınları almak demektir.

ABD'de 355 bin genç birey üstünde yapılmış olan bir araştırmada 18 yaşına gelinceye kadar çocuklara aşağı yukarı olarak 7 defa röntgen, ultrason, manyetik rezonans ve tomografi benzeri farklı radyolojik incelemeler yapıldığını göstermekte. Bu araştırmaya yönelik, çocukların %12'sine tomografi; öncelikli 3 yaşa dek her 4 çocuktan birine 2 ya da fazla ve her 7 çocuktan birine üç veya daha fazla röntgen çekilmiş olması uzmanları önemli pozisyonda endişelendiriyor. Tıbbi görüntüleme yöntemlerinin çoğunda \"X-ışınları\" başka bir deyişle ışınım kullanılıyor. Radyasyonun kansere yol açtığı ve edinilen doz arttıkça kanser rizikosunun arttığına dair ise hiç kuşku yok. Araştırmalar, bütün kanserlerin %2'sinin nedeninin röntgen radyasyon ışınımlarına maruz kalmak olduğunu gösteriyor. X-ışınlarının kanser yapıcı tesirleri çabuk çoğalan hücrelere sahip meydana gelen genç ve gençler ile gebe bayanlarda çok fazla ekstra. Her röntgen veya tomografi çekilen kimse sonrası zaman kanser olmuyor ama minik yaşlardan bu yana maruz kalınan bu civarı çok fazla ışınım kanser amaçlı önemli risk yaratıyor. Tıbbi görüntüleme tetkikleri şüphesiz ki hekimlerin en önemli yardımcısı ve pek çok sağlık sorununun teşhisi bu sayede konuyor ama her öksüren, her soluğu daralan, her sırtı veya beli ağrıyana röntgen çekilmesi de gerekmiyor.

Röntgen radyasyon kanser yapıyor

ABD'de yapılmış olan bir araştırmada her yıl en az 4 milyon Amerikalının tıbbi tetkikler buna bağlı olarak fazla dozda radyasyona maruz kaldığı, bunların 400 bininin aldıkları ışınım miktarının nükleer santrallerde personelin bir yılda almalarına müsaade verilen en yüksek dozunun dahi üstünde olduğu açıklandı. Araştırmada radyolojik analiz yapılmış olan bireylerin aldıkları aşağı yukarı ışınım ölçüsü 2.6 mSv olarak yer aldı. Bu çok düşük bir doz ve insan sıhhati amaçlı rastgele bir tehlike oluşturmuyor, fakat hasta olanların %20'sinin orta derecede, %2'sinin ise fazla derecede ışınım almış olmaları üstünde durulmaya ölçüt bir konu. Tomografi-kanser ilişkisini gösteren hayret verici verileri özetlemek gerekirse;
Bilgisayarlı tomografi esnasında hastanın aldığı röntgen radyasyon dozu sıradan bir akciğer röntgenin birden çok fazla, bir mamografi filminden ise 100 kat daha çoktur. Tek bir bütün beden tomografisi esnasında maruz kalınan radyasyonun kanser risk oranını %1 oranında artırır. Bunun için yönelik, bir bir tomografinin 45 yaşlarındaki her 1.200 bireyin birinde ur oluşumuna yol açabileceği hesaplanıyor.

45 yaşından başlayarak 30 sene tomografi çekilen her 50 hastanın birinde kanser meydana geliyor.

Tomografi çekimi esnasında edinilen ışınım 13 miligray olup, bu miktar Hiroşima'da atom bombasının atıldığı yerin 1,5 mil uzağında yer alan kişilerin aldığı radyasyona eşittir. Fransa'da 1.600 kadın üstünde gerçekleştirilen bir araştırmada, kalıtımsal olarak meme kanserine yatkınlığı meydana gelen bayanlarda 20 yaşından öncesinde çekilen akciğer röntgeninin meme kanseri risk oranını %54 oranında artırdığını gösteren neticeler ele geçirildi.

Sonuç olarak röntgen radyasyon ilişkisi

Tabii ki radyolojik incelemeler kesinlikle gereken oldukları amaçlı yapılıyorsa diyecek bir şey yok, ama bu tetkiklerin önemli bir bölümünün fuzuli yapıldığı da aşikâr. Bazı hekimlerin bilgi ve deneyim yetersizliği, bazılarının hastanın muayenesine ayıracak yeterlidir zamanları olmaması, bazılarının yanlış inşa etme korkusu bu lüzumsuz testlerin en başta gelen nedenleri.
" } ] }